Şapka aslında ne güzel şeydir
- bettyboop8027
- 8 Ara 2014
- 2 dakikada okunur
Şapka tarihi şimdiye kadar pek çoğumuzun bir şekilde aklına gelmiş ama araştırmaya üşendiğimiz belli dönemlerin en önemli statü belirtisidir. Fonksiyonel bir gereksinimden doğan, kimi dönemlerde sınıf temsili, sonralarında ise moda aksesuarı haline dönüşmüştür.
Şapka herşeyde olduğu gibi tarihte ilk kez M.Ö 3200 yıllarında Mısır hiyorogliflerinde karşımıza çıkıyor. Bir tarafta halkın fonksiyonel sebeplerle kullandığı aksesuar; diğer tarafta firavunun hükümdarlık simgelerinden biri olan hanedan tacı. Yüzyıllarca formunu koruyarak farklı amaçlarla kullanılan şapka, ilk ortaya çıkışından beri sosyal statü simgesi olmuş. Antik Roma ve Yunan İmparatorluk’larında serbest bırakılan köleler tarihin ilk konik modeller kullanarak bir fenomen doğmasına sebep olmuşlar. Bu model aynı zamanda o dönem, özgürlüğün de simgesi haline gelmiş.Bir yandan özgürlük bir yandan asalet ve zenginlik belirtisidir.
Yine antik Yunan’da karşımıza çıkan ve tamamen güneşten korunmak için tasarlanmış ilk siperli şapkalar aslında günümüzdeki beyzbol oyuncularının kullandığı şapka formunun ilk örneklerini oluşturmuş.
Şapkanın asıl dönüm noktası, moda aksesuarına dönüşmeye başlaması. 18.y.y. Avrupa’sında, kadınların saçlarını yaptırmaya başlamaları ile birlikte, saçlarını rüzgardan koruma gereksinimi doğmuş. Bu da kişiye özel tasarımı ve her kıyafete uygun, farklı şapka kullanımını beraberinde getirmiş. Şapkanın artık bir ihtiyaç olması ise ilginç bir şekilde ilk şapka tasarımcılarını yani tuhafiyecileri ortaya çıkartmış. Evet, tarihin ilk şapka tasarımcıları dönemin aksesuar uzmanları olarak kabul edilen tuhafiyeciler. Bugün belki sokaklarda gördüğümüz tuhafiyeler daha çok ev hanımlarının el işlerine servis veriyor. Ancak tarihe baktığımızda, birçok klasik filmde de karşımıza çıkan şapka tasarımlarının arkasında orta çağ tuhafiyecileri var.
Bizim geçmişimizde ise şapka padişahların başlarına taktıkları muazzam mücevherler ile süslü kavuklar ve halkın giydiği fes ile ortaya çıkmıştır.
Daha eski türklere baktığımızda ise metal şapkalar sadece savaşlarda başın saldırılardan korunması için kullanılmakta idi.
Fesin tarihine bakacak olursak; Türkler fesi ilk kez 16 ncı yüzyılda Cezayirli gemiciler aracılığıyla tanıdılar.
İstanbullu kadın kıyafetlerinde de 16 ncı yüzyılda fes moda olarak kullanılmaya başlandı.
Fes’in Osmanlı Devleti’ne resmi olarak girişi 2 nci Mahmut (1808- 1839) dönemine rastlar.
Ayrıca osmanlıda her mezhep farklı renk giysi ve şapka kullanmaktaydı.Müslümanların kavuk ve ayakkabıları sarı, Ermenilerin şapka ve ayakkabıları kırmızı, Rumların siyah, Yahudilerin mavi idi.
Zira Fesin yeni osmanlı askerlerine giydirilmesi 2. mahmudu dinsiz olarak anılmasına sebep olduysa da 100 yıl içinde fes bir osmanlı başlığı olarak anılır hale gelmiştir.
Netice Atatürkün şapka devrimi ile her sınıftan insanın eşitlenmesi hedef alınarak uygulanmaya çalışılmıştır.
ATATÜRK, “şapka giymekle kimse dinini değiştirmez; din ile şapka arasında bir bağlantı yoktur” diyerek zaten yüzyıllarca osmanlıda süren tartışmayı nihayete erdirmiştir.
Şimdi ise bizler şapkayı bir aksesuar olmaktan tamamen çıkarıp ya güneşten korunmak ya da soğuktan kaçmak için kullanmaktayız.
Keşke yine eskisi gibi kişiye özel mi olsa ne dersiniz...
Not:Şapka konusunda eski cadde-i kebir (beyoğlu) de bulunan madamn katiayı saygıyla anıyoruz.





Comments