top of page

Aşkın,Savaşın ve ateşin dansı TANGO

  • Yazarın fotoğrafı: bettyboop8027
    bettyboop8027
  • 23 Oca 2015
  • 3 dakikada okunur

BU GÜNEŞLİ GÜZEL GÜNDEN HEPİNİZE MERHABA,CUMADAN MIDIR BU YAZIYI YAZMANIN HEYECANINDAN MIDIR BİLMEM AMA İÇİM KIPIR KIPIR.

TANGO....YILLAR ÖNCE SADECE ÇEVRE YAPMAK İÇİN TAKSİMDE TANGOİST TE KURSA BAŞLAMIŞTIM AMA SONRA BU MÜTHİŞ DANSA AŞIK OLDUM.1 YIL DEVAM ETTİKTEN SONRA BIRAKTIĞIMA HALA ÇOK PİŞMANIM.

BU NEDENDEN MÜTEVELLİT SİZE BU YAZIDA TANGODAN BAHSETMEK İSTİYORUZ.

Tango, Buenos Aires, Arjantin ve Montevideo, Uruguay kökenli bir dans ve müzik türüdür.

Tango müziğinin temel çalgısı Alman icadı olan fakat adını Arjantin Tango'su ile duyuran akordeonun akrabası bandoneon'dur.

Tango sözcüğünün kökeni çok mistik ve romantik olmakla beraber Latincede 'tangere' yani DOKUNMAK fiilinden gelmiştir.

1800'lü yıllarda işçi sınıfından birçok kişi, büyük umutlarla Fransa’dan, İtalya’dan, Macaristan’dan, İspanya’dan ve Portekiz’den; Güney Amerika'ya göç etmiştir. Fakat beklediklerini bulamamanın verdiği hayal kırıklıkları, geleceğe ait büyük umutlar ve geçmişten getirilen kültürle, harmanlanarak Tango müziğini oluşturmaya başlamıştır.Bu yüzden şarkılarda hüzün,kırık kalpler ve aşk ezgileri öne çıkar.

Tango, Buenos Aires’de, o dönem alt sınıf olarak adlandırılan, fakir ve en temel sosyal haklardan bile yararlanamayan, bu insanlar tarafından yaratılmıştır. Eşlerini, çocuklarını, yani ailelerini geçmişte bırakarak tek başlarına bu yabancı topraklara gelen göçmenler, doğal olarak erkek nüfusunun arttırmasına ve cinsiyetler arası büyük bir sayı farkı oluşmasına neden olmuştur.

Boenos Aires’deki kadın nüfusunun bu azlığı, beraberinde fahişeliği gelişen bir endüstri haline getirmiştir. Böylelikle genelevler artarak kısa sürede işçi sınıfının eğlence mekanları halini almıştır. Bu mekanlarda da kadın sayısının az olması kapılarda uzun kuyruklar oluşmasına neden olurken, sırada bekleyen erkekleri eğlendirmek için küçük Tango müzik grupları çalıştırılmaya başlanmıştır. Genelev mekanları fakir kesimin yanı sıra orta ve daha üst kesimin de uğrak yeri olmuş her iki kültür burada birbirlerini tanımıştır. Böylelikle alt kesimin sokakta yarattığı Tango üst kesim tarafından bu mekanlarda tanınmıştır.

Asıl Tango ilk başlarda az olan kadın fahişeleri elde edebilmek için ilk olarak 2 erkek arasında bir savaş dansı olarak gelişmiştir.Savaşı kazanan erkek dilediği kadın ile bu muhteşem dansı yapma ve ihtiyaçlarını karşılama hakkını da elde etmiş olmaktadır.“Compadre” veya “Compadrito”adı verilen bu kabadayı tipilemelerinin eğlence anlayışı “şarap” ile “cana" (bir tür şeker kamışı rakısı) içip, şarkı söylemek ve dans etmektir. Tango, alt kesime ait olması ve genelevlerde yayılması sebebiyle uzun süre ahlaka aykırı bulunmuştur. Arjantin Tangosunun müziği 2/4’lük, 3/4’lük veya 4/4’lük ölçülerdedir.

Arjantin Tango, Avrupa’ya 20.yüzyılın başlarında, gemilerle Fransa’ya, gelen Arjantin’li tangocular tarafından taşınmıştır. Öncelikle yine alt kesimlerce sevilip yayılan Tango zamanla üst kesimlerde de beğenilmeye başlar. Ancak Arjantin’deki stil ile Avrupa’da yapılması hoş karşılanmamış ve modernleştirme adı altında sadeleştirilmiştir. Böylelikle “Avrupa Tango”’su ortaya çıkmış, kısa sürede diğer Avrupa ülkelerine de yayılmıştır.

Bu dönemden sonra, özellikle Paris’lilerin bu dansa olan ilgisi sayesinde Tango, Arjantin sosyetesinde de değer kazanmıştır. İlk kez 1917 yılında Carlos Gardel’in smokin giyerek, her türlü argo ve erotizmden uzak sözlerle tango söylemesi, müziğin üst kesimlerce değer kazanmasını hızlandırmıştır. Avrupanın ilk tango çılgınlığı Paris'ten sonra Londra,Berlin ve diğer başkentlere sıçradı. 1913'lerin sonlarına doğru, bu dans New York'u ve Finlandiya'yı da etkisi altına aldı.Fakat bu tango sadeleştirildiği ve bazı yasakları olduğu için asıl tangoya göre daha histen uzak olmaktadır.

Buenos Aires’te Tangonun üst kesimlerce de benimsenmesi ve dünyayı etkileyecek bir akım halini alması 1920 ile 1940 arasıdır. Bu dönem Tango’nun altın çağı olarak nitelendirilir. Artık Tango kendi içinde biraz daha yumuşayarak, Salon Tangosu halini almıştır.

İkinci Dünya Savaşı’na kadar zirvede olan tango, bu dönemden sonra, politik nedenlerle gerilemeye başlar. Özellikle de 1955 yılında Juan Domingo Peron’un askeri darbeyle devrilmesi ve ardından birbirini izleyen askeri darbeler neticesinde dans salonları kapatılmış, dans etmek yasaklanmıştır.

1983’de, Arjantin’de askeri junta ortadan kalkmış ve böylece tango, Buenos Aires’e eski görkemiyle geri dönmüştür. Astor Piazzolla’nın müzikte başlattığı, ve kısa sürede dansa da yansıyan yenilikçi akım, Tangoya büyük bir zenginlik kazandırmıştır.

Türkiye'de ise Cumhuriyetin ilanı ile oluşan çok sesli müzik gelişimi ile, Tango sevilmiş ve yayılmıştır. Necip Celal, Fehmi Ege ve Necdet Koyutürk pek çok tango bestelemişlerdir.

Tangonun bu ithal versiyonları daha az vücut teması esasına dayalıydı ama bununla beraber pek çokları için hala şok edici idi. Bir zamanların ayıplanan ve hor görülen dansı, artık günümüzde ışıltılı dans salonlarında uygulanan, nezih bir eğlence halini almıştır.

Tango gerek Arjantin’in çeşitli bölgelerinde gerekse dünyanın çeşitli ülkelerinde farklı olarak biçimlenmiş ve ortaya az çok farklı stiller ortaya çıkmıştır. Tango’nun günümüzdeki belli başlı stilleri şu adlarla tanınır:

  • Arjantin Tango

  • Tango Oriental (uruguayo)

  • Tango Milonguero (Tango Apilado)

  • Tango Nuevo (New Tango)

  • Tango Canyengue

  • Tango Liso

  • Tango Salon

  • Tango Orillero

  • Show Tango (Fantasia olarak da bilinir)

  • Ballroom Tango

  • Finnish Tango (Fin Tango)


 
 
 

Comments


Featured Posts
Recent Posts
Archive
Search By Tags
Follow Us
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square

© 2023 by Ann Young. Proudly created with Wix.com

bottom of page